21.6.11

Ağlasana Be Kadın!

Ortada bir gerçek var efendim. Sen istersen koşarak kaç ondan, ama o gerçek orada. Ben de biliyorum, cevabından korktuğun için bazı şeyleri kurcalamazsın. Biliyorum diyorum, çünkü bende birtek Allah tan korkan bir insan değilim. Çok şeyden korkuyorum, ama kaç tanesinden gerçekten korkuyorum bilmiyorum.

Acınası bir durum değil mi? "Neden" diye soramıyorsun, ama zaten o ağızdan o cümleler dökülecek önünde sonunda. Neyin mantığı bu acaba? "Dur iki gün daha öğrenmeyeyim, o şeyi onun ağzından iki gün sonra duyayım" demek çok traji-komik bir olay değil mi? Tamam, siz direkt yukarıda yazdığım gibi düşünmüyorsunuzdur belki ama anılarınıza dönerseniz; bana hak verebilirsiniz.
Yazıya girerken tam olarak ne yazacağımı bilmediğim için biraz kopuk oldu başlangıç ama olsun, artık biliyorum.

Efendim, bildiğiniz üzere kaçamadığımız bir takım şeyler var. Mesela, sevilmemekten kaçamıyorsunuz, nefretten kaçamıyorsunuz, ölümden kaçamıyorsunuz. İronik olan şeyse şu: sevilmekten, sevgiden ve yaşamdan da kaçamıyorsunuz. Şimdi üzülmeli miyiz, sevinmeli mi?

Bence, Pollyanna'yı dinlemeliyiz.

Ben küçükken de Pollyanna'nın "Olsun, o leziz yemeği yiyemeyip tost yemem önemli değil, küçüklüğümden beri aza kanaat etmişimdir, hem tost o kadar kötü değil, o da lezzetli." diyen suratını, o aşırı mutlu tavrını hayal etmiş ve O'nun ağzını, burnunu kırmak istemişimdir. Ulan neresi güzel? Mis gibi balık var masada, sen peynirli tost yiyorsun. İsyan et, ne bileyim ağla, tükür, sümüğünü tosta sür "yemiycem ben bunu!" de. Çocuksun yani.

Ben arkadaş ortamında şöyle bir geyiğe maruz kalmıştım : "Eğer tecavüze uğrarsanız, gerçi şu tiplere bak ya kıllı kaşlı falan herifleriz, kahkaha atın. Bu tecavüzcünün konsantrasyonunu bozar, ve siz de en az hasarla çıkarsınız oradan, ölmezseniz." Yok çok da saçma değil yani hak verdim o an bunu söyleyen arkadaşa(Er B. kurmuştu bu cümleyi sağolsun. İlgilisine: http://kutup-y.blogspot.com) . Fight Club'ı izlemiş olan arkadaşlarımız, Lou'nun Tyler a saldırdığı sahneyi hatırlayacaktır.Lou, dövüş kulübünün olduğu mekanın asıl sahibidir. Tyler dan oranın boşaltılmasını ister, Tyler reddeder. Lou Tyler a yumruk atmaya başlar. Tyler ın yüzü kanlar içindedir, ama kahkaha atıyordur. Ve tahmin ettiğiniz son, Lou'nun sinirleri yumruklamaya devam edemeyecek kadar bozulur. Bu verdiğim örnekte psikolojik bir taciz var, gülerek sana yapılanın sadece yapanı zavallı, aciz gösterdiği mesajını veriyorsun. Sırf bu yüzden bile, Pollyanna'nın "aslında bu da güzel ki" şeklinde konuşmasına kıyasla, sümüğünü tosta sürmesi daha kabul edilebilir bir davranış. Çünkü Pollyanna cezayı, iyi yönünden alıp mutlu oluyor, mutlu olacaksan cezayı niye veriyoruz sana Pollyanna'cığım?

Bu arada, "her şeyi iyi yönünden al" mantığını hayatında kullanabilen insanları buradan tebrik ediyorum. Denedim, olmuyor. Zaten niye sürekli iyi olasın ki, "Anneme küfür etti ama olsun, bütün aileme de edebilirdi." gibi bir cümleyi nasıl kurabilirsin? Bu arada umursamayan arkadaşlara değil bu sözüm, küfüre iyi yönüyle bakabilen orijinal abi ve ablalarıma.

Az daha söylemeyi unutuyordum, sürekli mutlu dolaşırsan ördek gibi, üzüldün mü kendine gelemiyorsun.

Sevgili Okur, hani ortada bir gerçek var demiştim ya, hani koşarak da kaçsan o gerçek orada demiştim. İşte o gerçek şu: gerçeklerden kaçabilirsin. Evet evet, ben denedim ama bir yerden sonra deliriyorsun. Zaten şu saatten sonra beni kimse hebele hübele.

1 yorum:

Buradan yorum yapabilirsin: