24.9.11

Bencil Miyim?

Merhaba sevgili okur, eğer sen de izin verirsen, içimi dökmek istiyorum sana.

İyi bir insan olduğumu düşündüm hep. Aslında iyi olmayı değil de, takdir edilmeyi istedim, ve takdir edilmek için de iyi olmak gerekiyor. İyi olmayı isteseydim eğer, iyilik yaptıktan, ya da iyi bir şey yaptıktan sonra "hey bakın ne yaptım!" konulu hal ve hareketlere bürünmez, sessizce yapar efendi gibi otururdum yerime. İyi olduğu için iyi olanlarınızı gözlerinden öpüyorum bu yüzden.

Takdir edilmek, omzumun sıvazlanması neden bu kadar mutlu ediyor beni? Günün kahramanı olacağım için mi, yoksa ihtiyaç duyulan olacağım için mi? Bence ihtiyaç duyulan olacağım için.

Geçen gün halamla muhabbet ediyordum. Çok güzel bir şey söyledi. Zaten büyükleri dinleme taraftarıyım, dikkatli dinlersen onların yıllarla satın aldığı önemli bilgileri erkenden ve bedel ödemeden alabiliyorsun. Neyse konumuza dönelim, halam biz konuşurken çok güzel bir saptamada bulundu. Şöyle dedi:

"İnsanlar ihtiyaç duymadığı sürece yaptığın iyilik hiçbir şey onlar için. Ne zaman onların işine yarayacak bir zamanda iyi olursun, o zaman saygı duyulan bir insan olursun. Çok fazla iyilik, çok fazla yetenekli olman insanların hoşuna gitmez. Şimdi sen tıka basa dolu olsan, karnın tok olsa, benim sana ustasından getirdiğim, mis gibi iskender hiçbir şey ifade etmeyecektir senin için. Ama sen açken sana bir parça simit versem, bundan çok mutlu olursun. O yüzden insanlar istemedikçe, iyi olma, ekstra çaba harcama."

Gözlerinden öptüm senin de halacığım, valla doğru demişsin.

Ekstra çaba harcama noktası önemli bir nokta. Çok fazla iyilik insanların hoşuna gitmez de önemli bir nokta. Simit, iskender benzetmesi de önemli diğerleri kadar. Sırasıyla açıklayayım:

Kaybedenler Kulübü'nde bir söz vardı, gerçi çok ara bir replikti, hatırlayanınız olur mu bilmem ama replik "komşunun çimleri sana her zaman daha yeşil görünür." dü. Neden? Kendi çimlerimize sahip değil miyiz zaten? Bizde böyle bir açgözlülük, "daha da fazlası!" isteği yok mu zaten? Ee, o zaman, neden elimizin altındaki şey önceliğimiz olsun? Son bir soru, önceliğimiz olmayan şey önemli olabilir mi?

Dediğim gibi. Ekstra çaba demek, daha çok iş, daha az takdir demek. Bu olay çok konuşan bir insanın kendini yerinde konuşan insandan daha az dinletmesine benzer. O zaten konuşacaktır, peki ya diğeri, diğerinin ağzını bir daha ne zaman açacağı belli mi? O zaman bırakın onu dinleyelim. Sınırlı olan her şey değerlidir, çünkü insanlar hayatı bile bir sonu yokmuş gibi yaşarlar. Ve bu yüzden de herhangi bir şeyin sonu geldiğinde derin anlamlar yüklenir, büyük laflar edilir. Herkes şair kesilmiştir. Çünkü, o son gelmeden önce biteceği hiç düşünülmemişti. Dikkat edin, başarılı sporcuların son maçları, müzik gruplarının son konserleri çok gözdedir. O son gelmeden binlerce maç yapıldı, yüzlerce konsere çıkıldı, peki bu arada nerelerdeydin sen de en sonuncusuna kaldın?

Sınırımız olsun. İnsanlar daha fazlası için ter döksün, güzel bir iki söz söylesin. Bir örnek daha verebilirim: eğer vereceklerimiz sınırlı olursa değerli de olur. Reggie Miller 9 saniyede 8 sayısını sadece bir maçta atmıştır mesela. Ferhat ve Şirin'in sevgisi dağları delecek kadar farklı olduğu için güzeldir. Bu tür şahanelikler tekrar etseydi sıradan olurdu. Biz de o şahanelikleri toplam 2-3 kere yapmayacak mıyız? E o zaman neden özel olmayalım? Neden övgü almayalım?

Çok fazla iyilik insanların hoşuna gitmez demiştik. Bizim çok fazla iyi olmamız, çok fazla iyi olmayanları başkalaştırır, başka, daha düşük bir sosyal gruba iter anında. Onlar yapamıyor kısmındadırlar, biz yapıyor. İnsanlar kendi yapamadıkları şeyleri karalamayı çok severler, çünkü kendi ayıplarını da karalarlar bu yolla. Bu yüzden çok fazla iyi olmak hoşa gitmez. Sınfın en çalışkanı, en iyi notlar getireninin her sınav dönemi kötü bakışlara maruz kalmasından pek farklı değil bu. Ortalıkta "ben iyiyim" diye dolaşmaktansa, söz sendeyken olabildiğinin en iyisi olmak en güzeli. Bunu yapman kötü bakışları durdurmaz, sadece azaltır, ve biz de mümkün olduğu kadar az hasar almaya çalışıyoruz.

Şimdi simit - iskender ikilisine gelelim.

Bunu diğer örneklerimde neredeyse tamamen anlatmıştım. O yüzden tek bir cümle daha söylemem yetecektir: Camdan biri düşmediği ya da insanların canı sıkılmadığı sürece, senin uçabiliyor olman başkalarının neden umrunda olsun ki?

En başa dönelim. Bence ben, ihtiyaç duyulan olmak istiyorum. Nedeni de çok basit, aslında ne kadar mükemmel bir kişilik olduğumu bana söylesinler istiyorum ve bunun tek yolunun da mükemmelliğime ihtiyaç duyulması olacağını biliyorum. Bu ego hepimizde vardır, mükemmel olduğumuz için değil, beynimize öyle olmadığımızı anlatmak çok zor olacağı için vardır.

Böyle bir kaygımız olmasa, insanların arkamızdan ne diyecekleri çok umrumuzda olmazdı. Zaten bu hayata bir kere geliyoruz, onda da bir tane vücuda ve ruha sahibiz. Paylaşamayacak kadar az şeyimiz var yani. Bencil olmuşuz, kötü olmuşuz kimin umrunda? Omzumuz sıvazlanmaz sadece.

Sevgilerimle...


                                                                  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buradan yorum yapabilirsin: