Hiç o konuya girmek istemiyorum, bu sefer konu başka o yüzden şöyle bağlayayım hemen:
Her ne haltsa yaşamak, benim de uğruna yaşadığım şeyler, hayallerim var. Hayalleri olmayan insan mı olurmuş lan. Hayallerle yaşıyor gibi sanki bütün insanlar, bir saniye dahi boş durmayı bilmeyen beynin kafamızı meşgul eden gereksiz düşünceleri için bize özrü gibi hayaller, bağış gibi, kan gibi bir şey. Hayallerimi oturttuğum temel ise daha sağlam: Hedeflerim. Çok yoklar, küçük olanları saymıyorum, fakat hedeflerim benim "ne halt etmeye yaşıyorum?" sorumu sürekli olarak ertelememi sağlıyor, yardımcı, sonradan biçilmiş işe yararlık, sonradan eklenmiş bir kader. Kendi ellerimle eklediğim bir kader, kendi dünyam, kendi varlığım, kendi yalnızlığım. Bunlar beni ilgilendiriyor.
Ölüm ne zaman, neden, ne için? Nasıl vuracak, nereyi koparıp atacak? En korumayı akıl etmeyeceğim ayak bileklerimden mi, yoksa iki gözümün arasından, iki gözümü ve bütün yüzümü delik deşik edip cesedimi diğerlerinden farksız kılacak parçacıklar halinde mi? Bunlar da beni ilgilendirir, fakat bu soktumun sorularını hiç kendime sormadım. Belki küçükken sormuşumdur, bir de şimdi soruyorum işte. Zaten ölüm, kabullenmemiş bünyelerin bıkıp usanmadan gömdüğü ve çok alakasız zamanlarda üzerine basıp küçük yaralar aldığı, amatör bir mayın gibi. Kabullenmiş bünye bunu yaşamıyor, bunu biliyorum.
Lan ahahahahah çok komikmiş ahahahah |
Benim yolumun biraz da olsa üzerinde yürümüş olan insanları seviyorum, yürüyecek olanları daha çok seviyorum. Açık mavi aydınlık gökyüzünün altında çiseleyen yağmurla ıslanan hafif çamurlu bu yolu seviyorum, beni yolcu yapan şey bu yol. Benim düştüğüm ve düşmemeyi öğrendiğim bu yolda tökezleyen insanlara elimi uzatıyorum, uzatacağım da. Farklı yollardaki insanlarla o kadar yakınlaşıyor ki bazen yolum, bazen sadece incecik bir çimenden çizgi kalıyor arada, bazen de hiçbir şey kalmıyor ve hemen sağ elimi uzatıyorum, ona uzanıyorum ve beraber yürüyoruz, tıpkı şu günlerde olduğu gibi, beraber, düşmeden, sadece tökezleyerek.
Şöyle de salak bir dörtlük yazayım hemen:
Sonsuzluktan bahsediyorsun
Ben gölgeleri göremem ama
Yaşarken ölen insanlar gördüm
Her şey devam ederken
Ölünesi güzellikteki yazına ilaveten en sona eklediğin 'salak' dörtlük sanırım salak kavramımı biraz değiştirdi. Favorim.
YanıtlaSilBu güzel iltifatın için teşekkür ederim, sağlıkla kal, okumaya devam et :D
Sil