18.9.12

Şeytan Akordiyonu

Siyah elbisesi ve siyah ayakkabılarıyla oradadır, görürsünüz. Bir eli belinde, diğer eli boş. Havada daireler çizer bu elin işaret parmağı. Garip bir dansı var onun, karanlık çöktüğünde bitirir dansını, yarım şişe brandysini ait olduğu yere bırakır, hiç şüpheniz yoktur onun geldiğinden ve orada olduğundan, siyah pabuçlarıyla toprağı ezer. Sırayı unutmamalı, bütün bunlar serenadının sona ermesine yakın, alacakaranlıkta olur. Önce yerleri parke olan bir eve damlayıverir siyah kravatıyla, kösele ayakkabılarının altında parke çatırdar, güneşin pencereden eve girdiği dikdörtgensel bölgededir o, kafasındaki tüylerle sakalı birleşir, bir dağ cücesi gibidir, yüzü güven verir ve hep saf bakar,siyah kıyafetleri parlaktır, güzel dans eder. Evin içi menekşe kokar, çok neşeli görünür her şey, günün en donuk saatinde gelir ve zamanı eritir. Dudakları sürekli oynar, gözlerini göremezsiniz, gözlerinizi iter gözleri, sesi hareket eden beyaz ve boş bulutlar gibidir ve güneş battıkça boyu uzar, sakalları yok olur. Fısıltılarla hareket eder ayakları, pembe duvarlı evin ahşap kapısını ufacık aralayarak dışarıya çıkar, dans ederek yürümektedir. Kel bir tepeye yöneltir bacaklarını, tepeye yaklaştıkça dans edişi önce sekerek yürümeye, sonra da hafif sallantılara dönüşür, mutlu hareketleri bir duyguya sahip değil gibidir. Gerçek dışı bir müzik yaratır etrafında, sadece dönüp bakmaya tenezzül eden insanların işittiği bir müzik, omuzları ritmi vermektedir, sürekli aynı ritim ve tepeye ulaşmıştır. Sonra bir mezarın karşısına geldiğinde dans etmeye yeniden başlar, olduğu yerde dönüyordur, siyah ayakkabıları toprağı ezer ve yine durup okumayı asla akıl etmeyeceğiniz şeylerin yazdığı mezar taşının hemen yanına yarım şişe brandysini bırakır, ağzı deniz taşları kokar. Sonra ellerini çiçekli toprağa sokar, ağlamak istersiniz bu trajediye o an. Sonra gözlerinize bakar, sizi dans etmeye çağırır ve siz de çiçekli toprağa batarsınız yavaşça, ta ki tamamen toprağa girene kadar. Toprağa girdiğinizde o çiçeklerin menekşe olduğunu anlarsınız. Karşınızda ise pembe duvarlı ev vardır, avlusuna güneş ışığı düşen.

3 yorum:

  1. hımm.... sanki yazında, karakterinin baskıladığı bir duygu var gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duyguları baskılayan şeyler şarkılardır :)

      Sil
    2. bence şarkılar duyguları açığa çıkarır.

      Sil

Buradan yorum yapabilirsin: