4.2.12

Az

Bana göre hayat komplike ve boktan bir şey arkadaşım. Oturduğunuz yerden yaşlı sakallarınızı kaşıyıp "sen daha kaç yaşındasın, neyin zorluğundan bahsediyorsun?" diyebilirsiniz. İnsan olmak da böyle bir şey zaten, patavatsız şeyler söylersiniz ve bundan utanmazsınız. Ben de utanmıyorum, utansaydım burada içim olmazdı zaten.

"Büyük konuşmayı severim. Yapamayacağım sözler veririm. Lider olmayı isterim siz diğer insanlar gibi. Ama özel olduğumu hissederim hep. Sanki sonum hep aydınlık, hep şans bana gülecekmiş gibi gelir. Kendime laf ettirmem. Egom yüksektir. Arsızımdır, elimdekiyle yetinemem. Arkadaşlarıma ve kız arkadaşıma bir şeyler anlatırken abartırım, bazen tamamen uydururum anıları. Adını bile bilmediğim kızları yolda öküz gibi kesip bir saat hayvan arkadaşlarıma anlatırım. Hiçbir zaman göründüğüm kadar kötü olmadığımı söylerim, oysa çoğu zaman daha iğrencimdir. Kahraman gibi dolaşırım, fakat ihtiyaç olduğunda korkağımdır."

İnsanın portresinin bir kısmını çizmeye çalıştım yukarıda. İtiraf edin, en az üç tanesi size uyuyor yukarıda yazdıklarımın. Bana da uyuyor çünkü.

İnsan kadar abartılmış bir yaratık var mıdır lan acaba? Bence yoktur, sonuçta bizi abartanlar kargalar değil, bizleriz. Babaannemi ele alalım mesela. Konu mankenimiz babaanneciğim olsun. Onun yanındayken kendimi prens gibi hissediyorum abi elimde değil. "Allah özene bezene yaratmış" beni, "her özellikle donatmış", "çok yakışıklı"ymışım falan filan. Bunlara ses çıkartmıyordum, hatta hoşuma bile gidiyordu. Sonra aynı babaanne başka akrabalar ve kendisi hakkında benzer şeyler söyleyince kafama dank etti: Yıllardır kandırılıyordum. Böyle bir ailenin çocuğu olup akrabalarımdan birinin çok meşhur olmaması mümkün değil çünkü. Zaten erkeklerimizin hepsi patır patır ölüyor kalpten, kadınlar deseniz hizmet etme aşkıyla doğmuşlar. Bize bakınca kendini soylu zanneden bir avuç köle görüyorum, ne yapayım elimde değil.

Bu işte şöyle de bir durum var. Sizin yaptığınız çoğu şeyi insanlar da yapıyor. Yani her gün eve geliyor, akşam bir bira alıyor, sarma yiyor, Ivana Sert izliyor, benzin parası muhabbeti yapıyor. Özel değiliz yani. Bunları  zaten biliyorsunuz ve tatmin etmedi mi? Şöyle sorayım: Bunca monoton şeyi yapmaktan hanginiz mutsuz? Hiç biriniz. Pardon, hiç birimiz. Hayatlarımızın özel olduğunu düşünmemizin tek nedeni başka birinin gözünden kendi sefilliğimizi göremiyor oluşumuz. Bilgi denizinin içinde bilgeyiz hepimiz, bundandır ki günde 300 kelime ile yaşıyor ve bir kamyon fuzuli laf ediyoruz. Silkelenip kendimize gelmeliyiz artık, bu saçma sapan düzene bir şey yapılmalı. Bir başkasının doğruları için tanımadığımız adamın canına kıyabiliyorsak, bir başkası kıçındaki kılları kesecek jilet alacak parayı bulsun diye iş yerinde onca ter döküp ardından çaresizce hırsızlık yapıyorsak, eve yakacak odun bulmak için ormanlarda kurtlara yem oluyorsak, parasızlıktan sokaklarda köpekler gibi ölüyorsak, birbirimizi vurabiliyorsak, kaçak olarak yapılan şeylerin parasını kötü düşünmediğimiz için ödüyorsak, yeteri kadar para verilirse tanımadığımız birinin tiksinç fantezilerini kaldırmaya mecbur durumdaysak, açsak, bilaçsak, namussuzsak, köle, fakir, hırsız, katil, tecavüzcü ve maktülsek, üstelik bunların hepsi olurken yıl 2012 ise ve hala "Türkiye bir yerlere geldi" deniyorsa, bu işte bir yanlışlık var demektir.

Bana göre hayat komplike ve boktan bir şey arkadaşım. Nasıl yaşadığını da anlamıyorsun zaten. Bomboş geliyor bomboş gidiyorsun. Bir de öleceğin zaman kıymete biniyorsun ya, en komiği de orası lan bence. Bir top güllesi ya da ne bileyim bir meteor gelse de kafanda patlasa, sen de ölsen ben de son kahkahamı atamdan geberip gitsem mutlu olacağım. Yani, sanırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buradan yorum yapabilirsin: